Kapadokya isiminin kökeni eski Pers dilinde “güzel atlar ülkesi” anlamına gelen “Katpatuka” dan gelmektedir. M.Ö. 1800-1200 yılları arasında tarihte ilk Anadolu medeniyetini kuran Hititler bu bölgede at yetiştirmişlerdir. Bölge belli dönemlerde Taballar, Asurlular ve Perslerin hakimiyetine geçmiştir. Daha sonraları Roma yönetimine geçer bu kayalık bölge. Kapadokya Roma dönemde erken Hıristiyanlar için bir saklanma merkezine dönüşür. Bizanslılarla birlikte önemli bir dini öğreti merkezi olmakla birlikte, manastır hayatı başlar bölgemizde. Bu yüzdendir ki kaya içlerine oyulan 300 civarında kilise ve 30 civarında yeraltı şehir inşa edilmiştir Kapadokyada. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yapılan Kervansaraylar, Medreselerle zengin bir kültür birikimine sahne olur Kapadokya. Yakın tarihlere kadar Türklerin ve Hıristiyanların hoşgörü ve barış içerisinde yaşamlarını sürdürmelerine ev sahipliği yapar Kapadokya. Doğa’nın yeryüzüne yazdığı bir şiirdir Kapadokya. Milyonlarca yıl yumuşak tüf kayalara rüzgar ve su okşaya okşaya biçimler vermiş. Bu muhteşem görüntüyü şekillendiren bu el sanki fantastik başka bir gezegenin parçasıyımış gibi bezemiş Kapadokya’yı. Yeni Yukseller Hotel kaya manastır ve bölgeye hakim panaromik görünümüyle ünlü kaya kalesi ve ayrıca doğal limon depolarıyla ünlü şirin bir belde olan Ortahisar kasabasında tüm Kapadokyanın gezilecek yerlerine en yakın noktada bulunmkaktadır.